Millet İttifakı’nda yer alan Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, TELE 1 Televizyonu canlı yayınında Zeynel Lüle’nin sorularını yanıtladı ve gündemdeki konuşları kıymetlendirdi.
“Cumhurbaşkanı yardımcılığından çekilip çekilmeme Kılıçdaroğlu’nun elini rahatlatacak bir şey mi sizce?” sorusu üzerine Davutoğlu, “Ben olabilecek bir makamdan değil, ülke çıkarları için sahip olduğum bir makamdan çekilmiş biriyim. Yani Başbakanken, Türkiye’nin en kudretli makamı, inandığım bedeller ve prensipler ile çürümüş bir siyasette Başbakanlık yapmak ortasında bir tercihte bulundum, hiç tereddüt etmeden Başbakanlığı bıraktım” cevabını verdi.
2015 yılındaki hükümet görüşmelerini hatırlatan Davutoğlu, “Ben Sayın Kılıçdaroğlu’yla iki kez seçim rekabeti yaptım. 2015’te koalisyon kurmuş olsak ben Başbakan, Sayın Kılıçdaroğlu Başbakan Yardımcısı olacaktı. Artık ortadan geçen yıllardan sonra onun Cumhurbaşkanlığını destekliyorum ve hiçbir nefis yapmadan, ego göstermeden cumhurbaşkanı yardımcısı olmayı kabul ediyorum. Artık de denilse ki, tek başına Sayın Kılıçdaroğlu çıksın, benim için hiç sorun yok” diye konuştu.
Önemli olan konunun Türkiye’nin tekrar demokratik bir sisteme geçmesi olduğunu belirten Davutoğlu, şunları söyledi:
“Önemli olan bir grup olarak bizi gören kitlelerin duyacağı itimat ve vereceği oy ile, tek başına Sayın Kılıçdaroğlu’nun veya bir iki arkadaşla birlikte alacağı oy ortasında olumlu bir değişim olacaksa bu makamların hiçbirisi değer kazanmaz. Bu kadar baş karışıklığına yol açmışsa 7 cumhurbaşkanı yardımcıyla nasıl yürüyecek bu sistem diye, onun muhasebesi de yapılır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun böyle bir talebi olsa ben bir dakikada bile düşünmem. Bu yararlı olacaksa, sahip olduğum en güçlü makamı bırakmış birisine bu soru sorulmaz. Cumhurbaşkanı yardımcılığı hevesinde değiliz. Orada bulunuyorsak Sayın Kılıçdaroğlu’na farklı kesimlerin takviyesini alabilmek ve o bölümlere teminatta bulunabilmek için orada bulunuyoruz. Rastgele bir biçimde yararı olacaksa tekrar söylüyorum sorulmaz bile o anda bırakırım. Kâfi ki bu tipi kazanalım ve Türkiye tekrar demokratik bir sistem içine oturan bir siyasi sürece girsin.” (HABER MERKEZİ)