Kente 150 kilometre uzaklıktaki Dereiçi Mahallesi’nde bulunan travertenler, rengarenk kireçtaşı terasları ve mineralli su havuzlarıyla dikkati çekiyor.
Patika yollardan yarım saatlik yürüyüşle ulaşılan travertenler, doğal oluşumları, pak havası ve yeşil doğasıyla “saklı bir cennet” olarak tanımlanıyor.
Pamukkale’deki oluşumlara benzerliğiyle bilinen travertenler, bilhassa yaz aylarında hem turistlerin hem de turizm acentelerinin en sık tercih ettiği rotalardan biri haline geldi.
Bölgeye gelen ziyaretçiler, dağların ortasında akan sularla etrafında serinlik oluşan travertenlerde hoş görüntünün tadını çıkarıyor.
“Gelenler, hayranlıkla bakıyor”
Vadi Doğa Sporları Kulübü üyesi Hüseyin Demez, kente travertenleri görmeye gelenlerin sayısının her geçen gün arttığını söyledi. Bölgenin turizme kazandırılması için çalışma yürütülmesi gerektiğini belirten Demez, şunları kaydetti:
“Burası Pamukkale’yi aratmıyor. Her yıl turist getirerek, buranın turizme kazandırılmasını istiyoruz. Yol biraz meşakkatli olmasına karşın beşerler buraya geliyor. Gelenler, hayranlıkla bakıyor. Sahiden görülmeye kıymet. Buranın hak ettiği bedeli görmesini istiyoruz. Suyu azalmış durumda. Ziyaretçilerin çevreyi kirletmemeleri gerekiyor. Suyun kirlenmemesi için ayakkabıyla girilmemeli. Herkesin buraya sahip çıkması gerekiyor.”
“Hayran kaldım”
Siirt’ten gelen Halime Toptal, “Başkale’deki travertenlere hayran kaldık. Buraya gelirseniz, Pamukkale’ye gitmenize gerek kalmayacak. O kadar hoş bir yer. Çok hoş doğal oluşumlar var. Buraya gelenlerin çok hassas davranması gerekiyor. Ayakkabıyla basılmaması lazım” dedi.
İlk defa travertenleri gördüğünü tabir eden Dilan Yacan da “Bence herkesin burayı görmesi gerekiyor. Hayran kaldım. Pamukkale’den bir farkı yok. Bir yandan yemyeşil dağlar, başka yandan tertemiz su. Bir sonraki gelişimde arkadaşlarımı da getireceğim” diye konuştu.