Galip Efendi ile Seniha Hanım’ın oğlu olarak 1909’da dünyaya gelen Ahmet Muhip Dıranas’ın doğum yeri, kimi kaynaklara İstanbul kimi kaynaklara ise Sinop’un Salı köyü olarak geçti.
Ünlü şair 42 yıl önce hayatını kaybetti. Ahmet Muhip Dıranas’ı saygıyla anıyoruz. Şairin hayatından bazı kesitler…
Babası Galip Bey, 1. Dünya Savaşı’nın ilk yıllarında Çanakkale’de daha sonra da Balkan Savaşı’nda yer aldı ve 7 yıl boyunca Kafkaslarda ve Arabistan çöllerinde savaştı.
Annesi Seniha Hanım, savaşın ilerleyen zamanlarında çocukları Fehime ile Ahmet’i alarak İstanbul’a döndü. Galip Bey, savaştan sonra Sinop’taki köyüne dönerek ikinci evliliğini yaptı. Galip Bey’in peşinden giden Seniha Hanım ve çocukları da Sinop’a yerleşti.
Ahmet Muhip, burada 9 yaşındayken ilkokula başladı, yazları da köye giderek çobanlık yaptı. Babasının tekrar askere alınmasının ardından ailesiyle Ankara’ya giden Dıranas, gençliğinin büyük bölümünü bu şehirde geçirdi.
İlk şiiri yayınlandı
Ortaokul ve liseyi “Taş Mektep” olarak anılan Ankara Erkek Lisesi’nde okuyan şairin “Bir Kadına” adlı ilk şiiri, 1926’da “Muhip Atalay” imzasıyla Milli Mecmua’da yayınlandı.
Dıranas, lisedeyken usta edebiyatçılar Faruk Nafiz Çamlıbel ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ın öğrencisi oldu ve Fransızca öğrendi. Şair, 1931’de liseden mezun olarak 1932’ye kadar Hakimiyet-i Milliye gazetesinde çalıştı.
Üniversiteye başladığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni 2 yıl sonra bırakan şair, devam ettiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü de bitirmeden ayrıldı.
Asıl edebiyat hayatı İstanbul’da başlayan Dıranas, hem edebiyat fakültesine devam etti hem de Güzel Sanatlar Akademisi’nde kütüphane müdürlüğü ve ardından Dolmabahçe Resim ve Heykel Müzesi’nde müdür yardımcılığı görevini üstlendi.
Dünya edebiyatını yakından izledi
İstanbul’da Cahit Sıtkı Tarancı, Orhan Veli Kanık, Sait Faik Abasıyanık, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Baki Süha Edipoğlu ve Şevket Rado gibi dönemin genç şair ve yazarlardan oluşan bir edebi çevre içinde yer alan ve Fransızcasını ilerleten şair, Fransız ve Rus edebiyatını yakından izledi.
Resim koleksiyoncusu olan ve kendisi de resim yapan Dıranas’ın, Adolph Basler’den Cahit Sıtkı Tarancı ile birlikte tercüme ettikleri “Fransa’da Müstakil Resim” başlıklı iki ciltlik kitap, 1937’de Güzel Sanatlar Akademisi yayını olarak basıldı. Dıranas, Ankara’ya döndüğü 1938’den itibaren 4 yıl boyunca Halkevleri Kültür ve Sanat Yayınları’nın yönetmenliği yaptı.
Dünyaevine girdi
Münire Ülker ile 1940’ta düny evine giren yazar, 1942’de konusunu Milli Mücadele’den alan ve Fransızcadan adapte edilen “Üç Kahraman” adlı tek perdelik bir piyes yayınladı.
Ağrı Doğubeyazıt’ın Sürbehan köyünde 1942-1944 arasında askerliğini yapan edebiyatçı, “Ağrı” isimli uzun şiiriyle 1946’da İstanbul Şehir Tiyatrosu tarafından sahnelen “Gölgeler” adlı oyununu askerlik yıllarında kaleme aldı.
“O Öyle İstemezdi”
Ahmet Muhip, askerliğinin bitmesiyle Çocuk Esirgeme Kurumu’nda çalışmaya başladı. “O Böyle İstemezdi” adlı oyununu ise 1947’de yazdı.
Oyun ve roman çevirileri, 1940-1962 yılları arasında yayımlanan Dıranas, Türkiye İş Bankası ve Anadolu Ajansında Yönetim Kurulu Üyesi, Devlet Tiyatrosu Edebi Kurul’da ise başkan sıfatıyla görev aldı.
Ahmet Muhip Dıranas öldü…
Ankara’da 71 yaşındayken 21 Haziran 1980’de hayatını kaybeden Dıranas, vasiyeti üzerine Sinop’a defnedildi. “Gölgeler”, “Çıkmaz”, “O Böyle İstemezdi”, “Oyunlar”, “Bitmez Tükenmez Can Sıkıntısı”, “Büyük Olsun”, “Atlıkarınca”, “Olvido” ve “Kar” gibi oyunlar yazan Dıranas’ın, Charles Baudelaire’den çevirdiği “Çalar Saat” isimli bir şiiri de bulunuyor.