Türkiye koşar adımlarla seçime gerçek giderken 2022 yılı birkaç gün sonra geride kalıyor. Bu yıl açılan pek çok soruşturma ve dava siyasetin gündemini belirledi. Pek çok sefer iktidar yargıyı bir sopa olarak kullanarak siyaseti dizayn etmeye, tekrar yargıyı alet ederek muhalif kesitleri susturmaya çalıştı. İşte tüm bu nedenlerden 2021-2022 yılında açılan ve hala devam eden soruşturma ve davalar seçime giden süreçte büyük kıymet taşırken, kamuoyu bu yılda yargının gündemindeki birçok kritik dava ve soruşturmayı yakından takip edecek.
Gözler Ekrem İmamoğlu davasında…
Cumhurbaşkanı adayı gösterilip gösterilmeyeceği şimdi bilinmeyen lakin ismi adaylık için en çok konuşulan isimlerden biri olan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu’na “Kamu görevlisine hakaret” cürmünden 2 yıl 7 ay mahpus ve ‘siyasi yasak’ cezası verildi. Mahallî mahkemenin 14 Aralık tarihinde verdiği karara itiraz edildi. Lakin karar 2023 yılında İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay tarafından onanırsa yaklaşık 4,5 milyon İstanbullunun oyunu alan İmamoğlu vazifeden alınabilir. Bu durumda belediye başkanlığı koltuğuna bir AKP’li oturabilecek. Tüm bu vakit zarfında İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilip, seçilmesi halinde ise bu süreçte ise karar onanırsa İmamoğlu’nun mazbatası verilmeyebilir.
İBB için DİAYDER dosyası
Her ne şartta olursa olsun iktidar İBB’yi ele geçirmek isteğini daha öncede ispatladı. İstanbul’da faaliyet yürüten DİAYDER’e üye 28 kişi, 3 Temmuz 2021’de gözaltına alındı. 7 gün gözaltında kalan 26 bireyden 17 kişi ise hür bırakıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 6 ay sonra iddianameyi hazırladı. 23 şahsa “örgüte üye olmak” ve “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlamaları yöneltildi. 5 kişi hakkında ise takipsizlik kararı verildi. 5 imamın İBB’de gassal olarak işe alındıklarından hareketle Ekrem İmamoğlu‘na örtük bir halde örgüte yardım suçlaması yöneltildi. O devir tutuklu bulunan DİAYDER üyeleriyle avukatları aracılığıyla yaptığımız görüşmede kendilerinin AKP’li çok sayıda siyasetçi ile bir ortaya geldikleri öğrendik. 2022 yılında yargılaması başlayan ve İBB’ye uzandırılmak istenen bu davanın 2023’te karara çıkması bekleniyor.
HDP kapatma davası kritik aşamada
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın HDP hakkında açtığı kapatma davasında yargılama, iddianamenin 21 Haziran 2021’de Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmesiyle başlamıştı. Neredeyse tüm basamakları tamamlanan davada Yargıtay, 10 Ocak 2023’teki toplantının gündemine bu davayı aldı. Başsavcı Bekir Şahin, belirlenen tarihte Anayasa Mahkemesine gelerek, kelamlı açıklama yapacak. Başsavcı Şahin’in kelamlı açıklaması ve HDP yetkililerinin kelamlı savunmasının akabinde davaya ait bilgi, evrakları toplayacak Anayasa Mahkemesi raportörü, temel hakkındaki raporunu hazırlayacak. Raporun, Yüksek Mahkeme üyelerine dağıtılması sonrası mahkeme lideri toplantı için bir gün belirleyecek, üyeler belirlenen günde bir ortaya gelerek kapatma istemini temelden görüşmeye başlayacak. HDP hakkındaki kapatma davasını, 15 şahıstan oluşan Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağlayacak. 2022 yılının takip edilen değerli yargı bahislerinden biri olan bu davanın 2023 yılı içinde büyük değer taşıyor zira seçime gerçek giderken HDP’nin kapatılması ve 500’e yakın siyasetçi hakkında siyasi yasak kararı çıkması seçimin yazgısını değiştirebilir.
Gezi’yi iki defa beraat ettirip sonra mahkum ettiler…
Daha evvel iki defa yargılanan ve beraat kararı verilen Seyahat direnişi 2022 yılında mahkum edildi. Yargılamanın yapıldığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya yahut Misyonunu Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme” cürmünden ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasına çarptırıldı. Mahkeme Mücella Yapan, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise 18’er yıl mahpus cezasına çarpıtılmasına çarptırırken yurtdışından gelerek duruşmaya katılan isimlerde dahil olmak üzere tüm isimlerin tutuklanmasına karar verdi. Kamuoyunun büyük yansısına neden olan bu karara itiraz edildi. Fakat tutuklu sanıklara karşın İstinaf Mahkemesi hala belgeyi incelemedi. 2023 yılında bu davadan çıkacak her karar yakından takip edilecek ve kamuoyunun gündemini belirleyecek.
Peker’in birinci sefer bir argümanı hakkında soruşturma açıldı
Suç örgütü önderi Sedat Peker’in ifşaları 2022’ye de damga vurdu. Peker’in gündeme taşıdığı bahisler hakkında kendisi hakkında 4 başka dava açıldı. Bu davalar kamuoyu için büyük ehemmiyet taşıyor zira Peker’in argümanlarında ismi geçen bireyler kendilerine iftira atıldığı öne sürüyor. Bu davalarda yaşanacak gelişmeler tezlerin iftira mı gerçek mi olduğunu ortaya koyabilir. Ayrıyeten Peker’in gündeme getirdiği olaylara ait yakın tarihe kadar hiç soruşturma ve dava açılmadı. Peker’in gündeme getirdiği şu argümana kadar. Peker, Sermaye Piyasası Heyeti (SPK) lideri Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve kardeşi AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun Marka Yatırım Holding’in sahibi Mine Tozlu Sineren’den sermaye artırımı için 12 milyon TL rüşvet istediğini sav etti. Sineren’in ödemeyi reddettiğini belirten Peker, daha sonra Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu’nun Sineren’e ulaşarak kelam konusu danışmanlık şirketinde bir ortaya geldiklerini belirtti. Sineren ise kelam konusu tezleri doğrularken Beştepe’ye kadar uzanan olayda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan rüşvet tezlerinde ismi geçen danışmanı Serkan Taranoğlu’nu vazifeden aldı. Hususa ait İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Bu belgenin da akıbeti 2023 yılında aşikâr olacak. Ayrıyeten Peker’in duyurduğu Kolombia’da ele geçirilen 4.9 ton kokaine ait açılan davada tutuklu sanık kalmazken kamuoyu bu belgeyi da yakından takip edecek.
İstiklal Caddesi’nin en kalabalık olduğu günlerden birinde bombalı hücum düzenlendi. Akında altı kişi hayatını kaybetti, 81 kişi yaralandı. Türkiye seçime gerçek giderken patlayan bu bomba 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 ortasında yaşanan vahim günler akıllara getirdi. Patlama sonrası İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, saldırıyı düzenleyen örgüte ait YPG/PKK derken; resmi açıklamalardaki çelişkiler kimi soru işaretlerini de gündeme getirdi. Atağın faili olarak gözaltına alınan Ahlam Albashır‘ın savcılık sözünde kullandığı, “Abim Muhammed, Özgür Suriye ordusunda üst seviye kumandandır. Muhammed, DEAŞ saldırısı sırasında yaralanmış ve iki bacağında da protez takılıdır. 2017 yılında Ablam Meryem’le YPG denetimindeki Münbiç’e gittik. Burada Ahmet A. ile sevgili olduk. 2 ay sonra ayrıldık. 2 ay boyunca benden YPG için bir talepte bulunmadı. Münbiç’te YPG üst seviye yöneticileri beni aleyhlerine casusluk yaptığım için tutukladılar” sözleri dikkat çekti. Bu patlama nasıl gerçekleşti, ardında hangi örgüt var, resmi kaynaklar hakikat mu söylüyor? Pek çok soru cevapsız… Gözler Ahlam Albashır hakkında yürütülen soruşturmada. Albashır yargılanmasına muhtemelen 2023 yılında başlanacak. Başımızdaki pek çok soruya bu davada karşılık arayacağız.
20 yıl sonra birinci dava
18 Aralık 2002 tarihinde, Ankara’daki meskeninin önünde öldürülen Dr. Necip Hablemitoğlu suikastını gerçekleştirdikleri münasebeti ile Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) askerleri ve “FETÖ” yöneticilerinin de ortalarında olduğu 10 kişi hakkında açılan dava önümüzdeki günlerde görülmeye başlanacak. Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek davanın en değerli sanığı 8 Haziran 2022 tarihli gözaltı kararından çabucak sonra Bulgaristan’a kaçan, davada FETÖ yöneticilerinin yönlendirmesi ile suikast buyruğunu verdiği ileri sürülen eski albay Levent Göktaş bir arada çalıştığı fakat çıkarıldığı mahkemede ‘tanımıyorum’ dediği aleyhine tabir veren isimlerle bir arada yargılanacak. Bu dava tüm faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması ve kamuoyu için büyük bir kıymet taşıyor.
SBK evrakı siyasetin gündemi olabilir
SBK Holding sahibi Sezgin Baran Korkmaz, Türkiye’nin gündemine Sedat Peker‘in ortaya döktüğü kirli bağlarla geldi. Peker, hakkında Türkiye’de de bir soruşturma bulunan Sezgin Baran Korkmaz’ın yurtdışına çıkmadan evvel İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüştüğünü sav etti. Peker devamında Soylu’nun, Korkmaz’a “Senin hakkında tahkikat yapıldı, yurt dışına çık. Yukarının haberi var, bu parayı da sil, sorun çıkacak” dediğini öne sürdü. Yurtdışına kaçan Korkmaz Avusturya’da ABD’nin talebiyle tutuklandı. Daha sonra ABD’ye teslim edildi. Bugüne kadar ABD’den gönderilen 133 milyon dolar kara paranın Türkiye’de nasıl aklandığı ve buna kimlerin yardım ettiği hiç araştırılmadı. ABD’de tutuklu bulunan Korkmaz’ın konuşması ve alakalarını anlatması halinde beyanlarının siyasetin kıymetli gündem başlığı olması bekleniyor. Yargılama Türkiye’de olmasa da tesiri bilhassa iktidar partisini etkileyeceğe benziyor.
Gözler 6 yaşında dehşeti yaşayan çocuğun dosyasında
6 yaşındaki H.K.G’nin İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı Kurucusu olan babası Yusuf Ziya Gümüşel tarafından evlendirildiğini ve Kadir İstekli tarafından cinsel istismara maruz bırakıldığını ve buna ait yürütülen soruşturmada iddianame düzenlendiğini meslektaşımız Timur Soykan kamuoyuna duyurdu. Türkiye’yi derinden sarsan olayda kamuoyu yansısı sonucu Yusuf Ziya Gümüşel ve Kadir İstekli tutuklandı. Birinci duruşma ise Ocak ayında görülecek. Tüm kamuoyunun gözü bu yargılamada olacak.
Kadınlar öldürülürken dernek kapatma davası görülüyor
Türkiye bir gece yarısı İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi. Bununla da yetinmeyenler Bayanlara yönelik cinayet ve akınlarla gayret etmek ve bu çeşit hareketleri kayıt altına almak maksadıyla 2010 yılında Münevver Karabulut cinayetinin akabinde kurulan Bayan Cinayetleri’ni Durduracağız Platformu Derneği’ne “Kanuna ve ahlaka karşıt faaliyet yürütmek” suçlamasıyla kapatma davası açıldı. Toplumda büyük reaksiyon toplayan dava devam ediyor. Her gün en az 3 bayanın öldürüldüğü ülkemizde bu davada verilecek karar tüm bayanları yakından ilgilendiriyor.
Sansür Yasası ve yargılamalar